6 Temmuz 2009 Pazartesi

Türkiye ve Çin Yakınlaşmasına Darbe!

Maymunun gözü hala açılmadı mı?
Türkiye ve Çin bir araya geldikleri taktirde dünyada önüne kimsenin çıkmaya cesaret edemeyeceği büyük bir güç oluşacağı kesin.

Her iki ülkenin de eksileri ve artıları teker teker incelendiğinde olağanüstü bir şekilde birbirini tamamlayan enteresan bir yapıya şahit olursunuz.
(enerji kaynakları, kültürel benzerlikler, insan kaynakları, siyasi gelenekler, toplum yapısı vb onlarcası...)



Ve her yakınlaşmanın ardından kısa bakış açısına sahip Uygur kardeşlerimiz kullanılarak aramızın bozulması sağlanıyor!

UYAN TÜRKİYE,
UYAN ÇİN...

Sizin bir araya gelmeniz demek olağanüstü bir güç oluşumu anlamına gelir!

Her ne pahasına olursa olsun bu iki ülkenin ortak çıkarlar doğrultusunda işbirliği yapması ŞART!

---------alıntı--------------
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, 23 Haziran’da çıktığı Çin ziyareti kapsamında Pekin’in hassasiyeti nedeniyle Urumçi’ye gitmek için özel istekte bulunmamış, ancak Çin önemli bir jest yaparak kenti programına dahil etmişti. Gül, Uygur Türkleriyle ilgili sorulara, şu yanıtı vermişti:
Dostluk köprüsü "Uygur Türkleri, tabii ki Çin’in vatandaşları. Ama onlar, Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinde köprü görevi yapıyorlar. Uygur Türkleri ile aynı kökten geliyoruz, aynı dine inanıyoruz. Bunu, Çin yönetimi dahil kimse inkár etmiyor. Çin, çok etnik kökenli ve çok dinli. Ama önemli olan, herkesin olduğu yerde ülkesiyle bütünleşmesi, hem de bulunduğu yerden Türkiye ile dostluk ve işbirliğine köprü vazifesi görmesidir." ----------------------------

23 Nisan 2009 Perşembe

Salih Memecan

Ergenokon Operasyonlarına Karşı Duruş Neden Haksızdır?

Haksızdır çünkü ortada bir takım iddialar var. Bu iddialara karşı muhatapların yargılanıp aklanmalarını istemeleri gerekir. Oysa iddiaların muhatapları ve onların destekçileri "Bizi Yargılayamazsınız!" diyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti'nde hukuk kuralları herkes için aynı şekilde işletilmelidir. Bazı kimse veya kurumların "Bizi Yargılayamazsınız" havası, kendilerini hukukun üstünde gördüklerini gösterir.

Eğer hukukun işletilmesinde haksızlık yapıldığı ileri sürülüyorsa insanın aklına hemen, her fırsatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuran bu zevatın bu kez neden şikayette bulunmadıkları sorusu geliyor.

13 Nisan 2009 Pazartesi

31 Mart 2009 Salı

Neden Kurşunkalem?


ALES, ALS, DGS, KPDS, KPSS, ÖSS, TCS, TUS, ÜDS, YDS, YDUS, YÖS…


Sınava giriyorsunuz, cevap anahtarını kurşunkalem ile işaretlemek sınavın vazgeçilmez kurallarının başında geliyor. Peki neden kurşunkalem?


Türkiye'nin büyük bir kısmını ilgilendiren üniversite sınavları da dahil test usulü sınavların tümünde soruların hazırlanmasından sınav salonlarına getirilinceye kadar ne kadar büyük güvenlik tedbirlerinin alındığından bahsedilir zaman zaman. İyi de sınavdan sonra benim teslim ettiğim ve silinebilir bir kalemle işaretlediğim cevap kağıdımın birileri tarafından değiştirilmediğini nereden bilebilirim? Hadi hakkı olan kazanır, doğru işaretleyenlerin kağıtları değiştirilmedi diyelim peki haketmeyen birilerinin kağıtları optik okuyucuya verilmeden önce birileri tarafından yanlış cevaplar silinerek doğruları ile değiştirilmediğini nereden bilebilirim?


Neden keçe uçlu mürekkepli bir kalem kullanmama izin verilmiyor? Üstelik böyle bir kalemle tek hareketle seçeneği işaretleyerek zamandan kazanma imkanım varken...


Evet, neden ille de kurşunkalem?

30 Mart 2009 Pazartesi

Seçim Sonuçları

Eee seçim oldu, sonuçlar neredeyse kesinleşti. Yorum yapmazsak çatlarız.

Seçimin galibi MHP olarak görünüyor.
AKP oy kaybetti.
CHP oylarını arttırdı.

Genel tablo bu üç cümle ile özetlenebilir.

MHP ve CHP oylarındaki artışı kendi becerileri olarak algılarlarsa çok yanılırlar. Özellikle MHP başarısını AKP'nin yanlış hesap yaparak Kürt Açılımını seçim öncesine yetiştirmeye çalışmasına borçlu.

AKP doğru bir hareketi yani Kürt Açılımı'nı G.Doğu'dan oy kapmak, oyunu arttırmak için halka tam olarak anlatmadan alel acele seçim öncesinde ortaya koymasaydı bu seçimin sonucunda tablo çok farklı olacaktı. Yani AKP Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan oldu. Evrensel bir ders çıkaracak olursak; Yapacağın bir iyiliği menfaat gözeterek yaparsan gelir böyle başına geçer. Sonra oturur yok küresel kriz, yok bilmem ne diye mazeret bulmaya çalışırsın.

Oysa yapılması gereken daha uzun bir süreç ortaya konarak insanların Kürt=PKK algılamasını ortadan kaldırmak için daha fazla çaba gösterilmeliydi. Kürt ve Türk halklarının kardeşliğinin tarihi gerekçelerinin daha iyi anlatılması, Kürtlerin devlete ne zaman küstürüldüğü, dışlandığı, hangi olaylar sonucu yabancı unsurlar ve iç hainler tarafından kendi çıkarları için kullanılmaya başlandığı vs. tüm bunlar net olarak ortaya konmalı halkın bilinçlenmesi sağlanmalıydı. Hali hazırda toplumun gözü önünde bulunan aydın-popüler tiplerin çok büyük bir çoğunluğu 'Kürt' kelimesini ağzına almaya çekiniyor, imtina ediyorken, evladını, kardeşini, arkadaşını, akrabasını G.Doğu'daki (Kürtçe konuşan, Kürtçe isimlere sahip üyeleri olan ve Kürt halkını temsil ettiğini iddia eden bir) terör örgütüne şehit vermiş insanların televizyonlarında Kürtçe bir kanal ile karşılaşmaları nasıl bir ruh hali oluşturur tahmin etmek hiç zor olmasa gerek. Fakat gözünüzü 'OY' hırsı bürümüş ise böyle basiretiniz bağlanır işte.

Bu tespit kıvırmasız, tartışmasız AKP'den MHP'ye kayan oyların açıklamasıdır. CHP'nin durumu biraz daha farklı. Tarihi bir fırsatı kendi elleri ile kaçırdıklarının halen farkında bile değiller. Çünkü şu anda 'geri aldıkları' belediyelere sevinmekle meşguller. Oysa iki sebepten dolayı çok daha fazla oy olmaları mümkündü:

1- ETÖ davası halkın kafasını karıştırdı. Önceki seçimlerde AKP'nin şeriatçı bir parti olmadığına inanan bir kısım AKP seçmeni, hem ETÖ davasında kendilerini Cumhuriyetçi-Atatürkçü-Laik olarak tanımlayan kişilerin yoğun olarak göz altına alınması hem de kapatma davası ile laiklik karşıtı olaylardan dolayı uyarı alan partiye karşı daha şüpheli yaklaşmaya başladı. Hem müslüman hem de laikliğe sıkı sıkıya bağlı bu kesimin CHP'ye kayması kaçınılmazdı. Çünkü R.T.Erdoğan'ın "Velev ki siyasi simge..." sözleri gün atlamadan gazete ve televizyonlarda aylarca malzeme yapıldı. Bu ifade birçokları için 'dinin siyasete karıştırılması' olarak algılandı. Yani özetle, AKP önceki kadar 'şeriatçı olmayan' bir parti olarak algılanmıyor artık.

2- Yolsuzluk davaları her dönem iktidar partilerine sıkıntı vermiştir. Fakat bu defaki çok farklı. Deniz Feneri davasından bahsediyorum. Halkımızın en hassas olduğu bir konuda ortaya çıkan yolsuzluk iddiaları AKP ile ilişkilendirildiğinde başka bir sonuç beklenemezdi. AKP'nin bir çok noktada bu olayı yok gibi davranması, iddialar ortaya çıkar çıkmaz sert tedbirler alarak soruşturma başlatmaması en azından Aydın Doğan'a gösterilen sertliğin yarısının bile sergilenmemiş olması vatandaşlarının bir çoğunun AKP hakkında olumsuz düşünmesine sebep oldu.

Oy kayıplarının ve kaymalarının yüzde seksen sebepleri bu üç konudur. Diğer yüzde yirmi kaybın sebeplerini de Başbakan kendi açıkladı zaten.

26 Mart 2009 Perşembe

İsyan Etmemek Elde Değil!!!


BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nu Kahramanmaraş'tan Yozgat'a götüren helikopter Göksun ilçesi Çardak beldesi yakınlarında düştü. Helikoptere ve içindekilere halen ulaşılamadı!

Helikopterin kalkış noktası, kalkış saati, izleyeceği yol, tahmini hızı ve kazanın gerçekleşme zamanı yaklaşık olarak biliniyorken nasıl olur da halen yeri belirlenemez akıl alır gibi değil!

Bırakın sinyal cihazını, cep telefonu baz istasyonlarını filan çok basit bir matematik hesabıyla bulunabilir gibi geliyor bana. Sizce yanılıyor muyum?

(varış noktası [x,y] - çıkış noktası [x,y]) + (Kaza zamanı - kalkış zamanı) x (aracın hızı/saat)

Bilmem anlatabildim mi?

22 Mart 2009 Pazar

22 Mart Chp mitingi

Caglayan Meydani'nda yapilan Chp mitinginde Altan Erkekli diyor ki " Gunes'i gorecegiz, Gunes'in zapti yakin"

Ne Turkiye'de ne de Dunya'da yer bulamayan, kabul gormeyen Chp Gunes'e yonelmis, herhalde orada parti kuracaklar.

9 Şubat 2009 Pazartesi

Patatesler icin yasasin Pilates

Blog dunyasini kasip kavuran egitimli, becerikli, ev hanimligina terfi etmis disi blog yazarlarinin son takinitisi pilates gordugum kadariyla. Nereye baksam

1- Seker hamuruyla kek pasta yapiyorum bean
2- Ev dekorasyonuyla cok ilgiliyim pozlari
3- Pilatese basladim hi hiiii, cok guzel rahatladim bile

geyikleri donuyor. Siz goturun goturun sonra kocaman kocaman got urdukleriniz icin zaten bugune kadar denenmemis pusur birakmadiniz, simdi bi pilatesle kuculursunuz haaa....

Ne diyeyim ben? Ne diyeyim yaaaaa!!!!!

Sanat Pedagojisi Uzmani ( ne demekse bu, nerelerinden uydurdularsa, adam heykeltirasti once simdi pedagog oldu, bakalim yarin ne olacak,hmmm halk kahramani olabilir Recep Ivedik gibi)
Ahmet Nuray yazmis asagidaki siiri ve bloxoo'da 39 kisi bu adami favorilerine eklemis. ne diyeyim ki ben....

BLOG DÜNYASINI YIPRATMAYIN

Blog dünyasını yıpratmayın
Anlık çıkarlarla, dağıtmayın
Birlik olarak güç kazanın
Blog dünyasını yıpratmayın

Blog, blogçu için ümit diyarıdır
Damarında gezinen paylaşımdır
Anlık menfaatlere aldırmayandır
Blogçu, bilgileri saptırtmayandır

Blog aşkı bir sevgi felsefesi
Blog rüyası oldu umut denizi
Paylaşımdır blogçu ilkeleri
Blog dünyasını yıpratmayın

8 Şubat 2009 Pazar

Cem Karaca


8 Subat 2004'te Hakk'in rahmetine kavusan Cem Karaca'nin olum yil donumuyle ilgili hic bir sitede bir haber goremedim bugun.
Esefle kiniyorum..

7 Şubat 2009 Cumartesi

14 Şubat Kalp Resimleri Günü!

Bi'tane de kalp olmayan bir site goreyim ya hu. Bu nasil bir Sevgililer Gunu manyakligidir. Onumuzdeki yillarda resmi tatil ilan ederlerse sasmam.

6 Şubat 2009 Cuma

Ergenekon ve Çöpteki Uçaksavar Mermileri














Darbe hazırlığı yaptığı düşünülen ETÖ'nün Uçaksavar mermilerini nerede kullanmayı planladığını anlayabilmiş değilim!
Terör örgütleri savunma amaçlı olan bu silahı ve dolayısıyla cephanelerini kullanmazlar.

Herhalde onlar da işe yaramayacağını anlayıp çöpe atmışlar işte! :)

http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=1052101&b=Izmirde%20son%2015%20gunde%20800%20mermi%20bulundu

Musa'nın Çocuğu'ndan Rest!


Ergün Poyraz 'Musa'nın Çocukları' adlı kitabın yazarı. Şu anda Ergenekon tutuklusu.

Kitabında Başbakan R.Tayyip Erdoğan'ın Yahudi asıllı olduğunu iddia ediyordu.

Davos Zirvesi'nde herkesçe malum olay olduğunda aklıma Poyraz'ın kitabı geldi.

Belki de Erdoğan kitabı yalanlamak için Peres'i terslemiştir ha ne dersiniz? :)

Siyasi Sembol


Hani başörtüsü 'Siyasi Sembol' (Siyasi bir partinin sembolu) sayıldığı için üniversitelerde yasaklanmıştı ya, şimdi düşünüyorum:

CHP çarşaf-türban açılımı şeklinde isimlendirilen hareketiyle başörtüsünü kendi partisinin 'Siyasi Sembolü' haline mi getirmeyi amaçlıyor?

Eğer böyleyse iş iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı!

Başörtüsünün hangi siyasi partinin sembolu olduğunu bundan sonra hiç çözemeyeceğiz demektir.

Belediye bütçesinden seçim faaliyeti.

Belediye bütçesinden seçim faaliyeti..
Seçim afişi bastırıp parasını da belediye kasasından karşılamanın en kestirme yolunu bulmuş uyanık başkan.
Peki hesap soracak kimse yok mu? Yok.
Belediyenin (halkın) parası böyle salakça bir uyarı levhasına harcanabiliyor. Üzerine de kendi adını yazdırıp resmini bastırabiliyor işin müsebbibi. Üstelik aleni… Varın, kapalı kapıların ardında nerelere neler harcanıyor siz tasavvur edin.

http://www.samanyoluhaber.com/haber-136876.html