31 Mart 2009 Salı

Neden Kurşunkalem?


ALES, ALS, DGS, KPDS, KPSS, ÖSS, TCS, TUS, ÜDS, YDS, YDUS, YÖS…


Sınava giriyorsunuz, cevap anahtarını kurşunkalem ile işaretlemek sınavın vazgeçilmez kurallarının başında geliyor. Peki neden kurşunkalem?


Türkiye'nin büyük bir kısmını ilgilendiren üniversite sınavları da dahil test usulü sınavların tümünde soruların hazırlanmasından sınav salonlarına getirilinceye kadar ne kadar büyük güvenlik tedbirlerinin alındığından bahsedilir zaman zaman. İyi de sınavdan sonra benim teslim ettiğim ve silinebilir bir kalemle işaretlediğim cevap kağıdımın birileri tarafından değiştirilmediğini nereden bilebilirim? Hadi hakkı olan kazanır, doğru işaretleyenlerin kağıtları değiştirilmedi diyelim peki haketmeyen birilerinin kağıtları optik okuyucuya verilmeden önce birileri tarafından yanlış cevaplar silinerek doğruları ile değiştirilmediğini nereden bilebilirim?


Neden keçe uçlu mürekkepli bir kalem kullanmama izin verilmiyor? Üstelik böyle bir kalemle tek hareketle seçeneği işaretleyerek zamandan kazanma imkanım varken...


Evet, neden ille de kurşunkalem?

30 Mart 2009 Pazartesi

Seçim Sonuçları

Eee seçim oldu, sonuçlar neredeyse kesinleşti. Yorum yapmazsak çatlarız.

Seçimin galibi MHP olarak görünüyor.
AKP oy kaybetti.
CHP oylarını arttırdı.

Genel tablo bu üç cümle ile özetlenebilir.

MHP ve CHP oylarındaki artışı kendi becerileri olarak algılarlarsa çok yanılırlar. Özellikle MHP başarısını AKP'nin yanlış hesap yaparak Kürt Açılımını seçim öncesine yetiştirmeye çalışmasına borçlu.

AKP doğru bir hareketi yani Kürt Açılımı'nı G.Doğu'dan oy kapmak, oyunu arttırmak için halka tam olarak anlatmadan alel acele seçim öncesinde ortaya koymasaydı bu seçimin sonucunda tablo çok farklı olacaktı. Yani AKP Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan oldu. Evrensel bir ders çıkaracak olursak; Yapacağın bir iyiliği menfaat gözeterek yaparsan gelir böyle başına geçer. Sonra oturur yok küresel kriz, yok bilmem ne diye mazeret bulmaya çalışırsın.

Oysa yapılması gereken daha uzun bir süreç ortaya konarak insanların Kürt=PKK algılamasını ortadan kaldırmak için daha fazla çaba gösterilmeliydi. Kürt ve Türk halklarının kardeşliğinin tarihi gerekçelerinin daha iyi anlatılması, Kürtlerin devlete ne zaman küstürüldüğü, dışlandığı, hangi olaylar sonucu yabancı unsurlar ve iç hainler tarafından kendi çıkarları için kullanılmaya başlandığı vs. tüm bunlar net olarak ortaya konmalı halkın bilinçlenmesi sağlanmalıydı. Hali hazırda toplumun gözü önünde bulunan aydın-popüler tiplerin çok büyük bir çoğunluğu 'Kürt' kelimesini ağzına almaya çekiniyor, imtina ediyorken, evladını, kardeşini, arkadaşını, akrabasını G.Doğu'daki (Kürtçe konuşan, Kürtçe isimlere sahip üyeleri olan ve Kürt halkını temsil ettiğini iddia eden bir) terör örgütüne şehit vermiş insanların televizyonlarında Kürtçe bir kanal ile karşılaşmaları nasıl bir ruh hali oluşturur tahmin etmek hiç zor olmasa gerek. Fakat gözünüzü 'OY' hırsı bürümüş ise böyle basiretiniz bağlanır işte.

Bu tespit kıvırmasız, tartışmasız AKP'den MHP'ye kayan oyların açıklamasıdır. CHP'nin durumu biraz daha farklı. Tarihi bir fırsatı kendi elleri ile kaçırdıklarının halen farkında bile değiller. Çünkü şu anda 'geri aldıkları' belediyelere sevinmekle meşguller. Oysa iki sebepten dolayı çok daha fazla oy olmaları mümkündü:

1- ETÖ davası halkın kafasını karıştırdı. Önceki seçimlerde AKP'nin şeriatçı bir parti olmadığına inanan bir kısım AKP seçmeni, hem ETÖ davasında kendilerini Cumhuriyetçi-Atatürkçü-Laik olarak tanımlayan kişilerin yoğun olarak göz altına alınması hem de kapatma davası ile laiklik karşıtı olaylardan dolayı uyarı alan partiye karşı daha şüpheli yaklaşmaya başladı. Hem müslüman hem de laikliğe sıkı sıkıya bağlı bu kesimin CHP'ye kayması kaçınılmazdı. Çünkü R.T.Erdoğan'ın "Velev ki siyasi simge..." sözleri gün atlamadan gazete ve televizyonlarda aylarca malzeme yapıldı. Bu ifade birçokları için 'dinin siyasete karıştırılması' olarak algılandı. Yani özetle, AKP önceki kadar 'şeriatçı olmayan' bir parti olarak algılanmıyor artık.

2- Yolsuzluk davaları her dönem iktidar partilerine sıkıntı vermiştir. Fakat bu defaki çok farklı. Deniz Feneri davasından bahsediyorum. Halkımızın en hassas olduğu bir konuda ortaya çıkan yolsuzluk iddiaları AKP ile ilişkilendirildiğinde başka bir sonuç beklenemezdi. AKP'nin bir çok noktada bu olayı yok gibi davranması, iddialar ortaya çıkar çıkmaz sert tedbirler alarak soruşturma başlatmaması en azından Aydın Doğan'a gösterilen sertliğin yarısının bile sergilenmemiş olması vatandaşlarının bir çoğunun AKP hakkında olumsuz düşünmesine sebep oldu.

Oy kayıplarının ve kaymalarının yüzde seksen sebepleri bu üç konudur. Diğer yüzde yirmi kaybın sebeplerini de Başbakan kendi açıkladı zaten.

26 Mart 2009 Perşembe

İsyan Etmemek Elde Değil!!!


BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nu Kahramanmaraş'tan Yozgat'a götüren helikopter Göksun ilçesi Çardak beldesi yakınlarında düştü. Helikoptere ve içindekilere halen ulaşılamadı!

Helikopterin kalkış noktası, kalkış saati, izleyeceği yol, tahmini hızı ve kazanın gerçekleşme zamanı yaklaşık olarak biliniyorken nasıl olur da halen yeri belirlenemez akıl alır gibi değil!

Bırakın sinyal cihazını, cep telefonu baz istasyonlarını filan çok basit bir matematik hesabıyla bulunabilir gibi geliyor bana. Sizce yanılıyor muyum?

(varış noktası [x,y] - çıkış noktası [x,y]) + (Kaza zamanı - kalkış zamanı) x (aracın hızı/saat)

Bilmem anlatabildim mi?

22 Mart 2009 Pazar

22 Mart Chp mitingi

Caglayan Meydani'nda yapilan Chp mitinginde Altan Erkekli diyor ki " Gunes'i gorecegiz, Gunes'in zapti yakin"

Ne Turkiye'de ne de Dunya'da yer bulamayan, kabul gormeyen Chp Gunes'e yonelmis, herhalde orada parti kuracaklar.